Kuşkusuz, Dil Devrimi sırasında ay adlarına da el atılmış; demek, onların dahi özleştirilmesi, düşünülmüştür. Ancak, kamusal olarak yalnızca Arapça teşrinievvel yerine “ekim”, Ar. kânunuevvel yerine “aralık” ile Ar. kânunusani yerine “ocak” karşılıkları, önerilip tutundurulmuş. (Ar. teşrinisani yerineyse – öz Türkçe bir karşılık, bulunacağına – Şemsettin Sami’nin sözlüğünden alınmış gene Ar. kasım sözcüğü, dile yerleştirilmiş.). Bu dört sözcüğün üstünde durulmuş bulunmasının nedeni, yadlıklarının sırıtması, olsa gerek. Oysa, kalmış sekiz ay adı da, yad-kökenlidir: şubat (Süryanice), mart (Latince), nisan (Süryanice), mayıs (Latince), haziran (Süryanice), temmuz (Süryanice-kökenli Arapça), ağustos (Latince), eylül (Süryanice-kökenli Arapça)
Kendi öz Türkçe ay adları karşılıklarıma geçmeden; ülkemizde, başka Türk yurtlarında bu konudaki duruma değineyim: Ünlü özleştirmenlerimizden Cemal Mıhçıoğlu, ay adlarını, şöyle özleştirmiş:
Ocak: Ocak
Şubat: Gücük
Mart: Yelin
Nisan: Açaray
Mayıs: Gülay
Haziran: Bozaran
Temmuz: Biçim
Ağustos: Derim
Eylül: Verim
Ekim: Ekim
Kasım: Kasım
Aralık: Aralık
Yukarıdaki sözcüklerden gülay, “güllerin açtığı ay” anlamındaysa; gül, Farsça bir öğe olduğundan; bu karşılık, onanamaz. Ayrıca, Ar. bulunduğu, handiyse kesin olan “kasım” sözcüğü, Mıhçıoğlu’nca Türkçe sayılmış. (Nitekim daha sonraları kasımın Tr. kasmak eyleminden türemiş bulunduğunu, savlamış yazarlar, çıkmışlardır. Benceyse kasımı, Tr. sayma, bir tür “güceme” ile/ya da köken yakıştırmadır.)
Başka Türk yurtlarındaki ay adlarına gelince; örneğin Gagavuzlar, Rusça karşılıklarının yanında, konuyla ilintili şu sözcükleri, kullanıyorlarmış:
Büük ay: Ocak
Küçük ay: Şubat
Baba Marta: Mart
Çiçek ay: Nisan
Hederlez: Mayıs
Kirez ay: Haziran
Orak ay: Temmuz
Harman ay: Ağustos
Ceviz ay: Eylül
Canavar ay: Ekim
Kasım: Kasım
Kırım ay: Aralık
Bunlardan küçük ay, çiçek ay ile kırım ay – Türkey Türkçesine uyarlanarak – küçükay, çiçekayı ile kırımayı biçimlerinde, ay adlarını, özleştirme çalışmalarında kullanılabilir(di).
Türkmenlerin kullandıkları ay adlarındaysa, ilginç bir değişim, yaşanmış: 2002’ye değin kullanılmış Rusça ay adları, özdeş yıl Kamubaşkanı Saparmurat Niyazov’un çıkardığı bir yasayla aşağıdaki duruma getirilmiş:
Ocak: Türkmenbaşy (Türkmenbaşı: Saparmurat Niyazov’un öbür adı)
Şubat: Baıdak (bayrak)
Mart: Nowruz (yenigün [nevruz])
Nisan: Gurbansoltan (Niyazov’un anasının adı)
Mayıs: Magtymguly (bir Türkmen ozanının adı)
Haziran: Oguz (Oğuz Han)
Temmuz: Gorkut (Dede Korkut)
Ağustos: Alp Arslan (Selçuklu Generkinin kurucusu)
Eylül: Ruhnama (Niyazov’un yazdığı yapıtın adı)
Ekim: Garaşsyzylyk (bağımsızlık)
Kasım: Ahmet Sancar (son Selçuklu hanı)
Aralık: Bitaraplyk (yansızlık)
Gelgelelim 2008’de yeni Kamubaşkanı Gurbanguli Berdimuhammedov, Türkmeneli Kamutayına aldırdığı bir varımla yukarıdaki adları, geçersiz sayıp Rusça ay adlarına dönülmesine neden olmuş. (Kuşkusuz, bunda 2002 ile 2008 arasında kullanılmış ay adlarından birinin eski Kamubaşkanı Niyazov’un öbür adı, birinin Niyazov’un anasının adı, birininse Niyazov’un yazdığı betiğin adı olması, etkili bulunmuştur. Buradan çıkarsanacak vargıysa, şu: Dil alanında “yurtyönetsel” kaygılarla davranmak; çekinceli, dokuncalı, sakıncalı.)
Türkey dışındaki Türk uluslarının – genellikle – Rusça ay adlarını, benimseyip kullanageldiği, söylenebilir. Türkey Türkçesine en yakın sayılan Azeri diyeleğinde bile durum, böyle. İleride başka Türk yurtlarında dahi özleştirmecilik, ivme kazanırsa; ay adlarını, Türkçeleştirmeye belki yönelinir. (Doğallıkla bilimsel bir yaklaşım gütme koşuluyla…). Ne ki, şimdilik bütün Türk ulusları için “ortak” öz Türkçe ay adlarını, yürürlüğe sokmak, çok güç. Bundan ötürü, biz, ilkin kendi ay adlarımızı, özleştirmeye bakalım. Böylece öbür Türk uluslarına örnek oluruz. (Doğrusu, Türk Dil Devrimi, ülkemizde başlatılmamış mıdır?)
Bütün bunları, göz önünde tutarak benim önerdiğim öz Türkçe ay adlarıysa, aşağıda sunulduğu gibi:
Ocak
Gücük1 (Anadolu ağızlarından): Şubat
Akaray (Anadolu ağızlarından): Mart
Açaray (Anadolu ağızlarından): Nisan
Önyaz (kişisel türetim): Mayıs
Bozay (Anadolu ağızlarından): Haziran
Orakayı2 (Anadolu ağızlarından): Temmuz
Bozaran (Anadolu ağızlarından): Ağustos
İlkgüz (Dil Devrimi sırasında önerilmiş): Eylül
Ekim
Bölen3 (bir dilbilimcimizin önerisi): Kasım
Aralık
Görüldüğü üzere bu karşılıkların altısı, ilboy dilinden alınma. Buysa, özleştirmede ağızlardan da yararlanmanın gerekliğini, yeniden tanıtlamış bulunuyor. Söz konusu karşılıkları, önermekle kalmıyor; en azından kendi yazılarımda kullanaduruyorum. Dil Devrimiyle üç ay adı, özleştirilerek Türkçeye üç “yeni sözcük” kazandırılmış olsa da; ben, bunu, yeter gör(e)mem. Bundan dolayı, yukarıdaki karşılıkların – kuşkusuz, önce yazın dilinde – kullanılması gerektiği kanısındayım. (Demek, Dil Devrimini, gerçekten sürdürmeli.).
_________________________
1 Bu sözcüğün Anadolu ağızlarında “çıbır” ile “üsüm” seçenekleri, vardır.
2 Ona ilboy dilinde “biçimayı” da, denir.
3 Kimi özleştirmenler, kasım yerine “kesim” karşılığını, önermiştir. Ancak, ben, bölenin daha uygun bir sözcük olduğu görüşündeyim.
elfdaily
Kendi öz Türkçe ay adları karşılıklarıma geçmeden; ülkemizde, başka Türk yurtlarında bu konudaki duruma değineyim: Ünlü özleştirmenlerimizden Cemal Mıhçıoğlu, ay adlarını, şöyle özleştirmiş:
Ocak: Ocak
Şubat: Gücük
Mart: Yelin
Nisan: Açaray
Mayıs: Gülay
Haziran: Bozaran
Temmuz: Biçim
Ağustos: Derim
Eylül: Verim
Ekim: Ekim
Kasım: Kasım
Aralık: Aralık
Yukarıdaki sözcüklerden gülay, “güllerin açtığı ay” anlamındaysa; gül, Farsça bir öğe olduğundan; bu karşılık, onanamaz. Ayrıca, Ar. bulunduğu, handiyse kesin olan “kasım” sözcüğü, Mıhçıoğlu’nca Türkçe sayılmış. (Nitekim daha sonraları kasımın Tr. kasmak eyleminden türemiş bulunduğunu, savlamış yazarlar, çıkmışlardır. Benceyse kasımı, Tr. sayma, bir tür “güceme” ile/ya da köken yakıştırmadır.)
Başka Türk yurtlarındaki ay adlarına gelince; örneğin Gagavuzlar, Rusça karşılıklarının yanında, konuyla ilintili şu sözcükleri, kullanıyorlarmış:
Büük ay: Ocak
Küçük ay: Şubat
Baba Marta: Mart
Çiçek ay: Nisan
Hederlez: Mayıs
Kirez ay: Haziran
Orak ay: Temmuz
Harman ay: Ağustos
Ceviz ay: Eylül
Canavar ay: Ekim
Kasım: Kasım
Kırım ay: Aralık
Bunlardan küçük ay, çiçek ay ile kırım ay – Türkey Türkçesine uyarlanarak – küçükay, çiçekayı ile kırımayı biçimlerinde, ay adlarını, özleştirme çalışmalarında kullanılabilir(di).
Türkmenlerin kullandıkları ay adlarındaysa, ilginç bir değişim, yaşanmış: 2002’ye değin kullanılmış Rusça ay adları, özdeş yıl Kamubaşkanı Saparmurat Niyazov’un çıkardığı bir yasayla aşağıdaki duruma getirilmiş:
Ocak: Türkmenbaşy (Türkmenbaşı: Saparmurat Niyazov’un öbür adı)
Şubat: Baıdak (bayrak)
Mart: Nowruz (yenigün [nevruz])
Nisan: Gurbansoltan (Niyazov’un anasının adı)
Mayıs: Magtymguly (bir Türkmen ozanının adı)
Haziran: Oguz (Oğuz Han)
Temmuz: Gorkut (Dede Korkut)
Ağustos: Alp Arslan (Selçuklu Generkinin kurucusu)
Eylül: Ruhnama (Niyazov’un yazdığı yapıtın adı)
Ekim: Garaşsyzylyk (bağımsızlık)
Kasım: Ahmet Sancar (son Selçuklu hanı)
Aralık: Bitaraplyk (yansızlık)
Gelgelelim 2008’de yeni Kamubaşkanı Gurbanguli Berdimuhammedov, Türkmeneli Kamutayına aldırdığı bir varımla yukarıdaki adları, geçersiz sayıp Rusça ay adlarına dönülmesine neden olmuş. (Kuşkusuz, bunda 2002 ile 2008 arasında kullanılmış ay adlarından birinin eski Kamubaşkanı Niyazov’un öbür adı, birinin Niyazov’un anasının adı, birininse Niyazov’un yazdığı betiğin adı olması, etkili bulunmuştur. Buradan çıkarsanacak vargıysa, şu: Dil alanında “yurtyönetsel” kaygılarla davranmak; çekinceli, dokuncalı, sakıncalı.)
Türkey dışındaki Türk uluslarının – genellikle – Rusça ay adlarını, benimseyip kullanageldiği, söylenebilir. Türkey Türkçesine en yakın sayılan Azeri diyeleğinde bile durum, böyle. İleride başka Türk yurtlarında dahi özleştirmecilik, ivme kazanırsa; ay adlarını, Türkçeleştirmeye belki yönelinir. (Doğallıkla bilimsel bir yaklaşım gütme koşuluyla…). Ne ki, şimdilik bütün Türk ulusları için “ortak” öz Türkçe ay adlarını, yürürlüğe sokmak, çok güç. Bundan ötürü, biz, ilkin kendi ay adlarımızı, özleştirmeye bakalım. Böylece öbür Türk uluslarına örnek oluruz. (Doğrusu, Türk Dil Devrimi, ülkemizde başlatılmamış mıdır?)
Bütün bunları, göz önünde tutarak benim önerdiğim öz Türkçe ay adlarıysa, aşağıda sunulduğu gibi:
Ocak
Gücük1 (Anadolu ağızlarından): Şubat
Akaray (Anadolu ağızlarından): Mart
Açaray (Anadolu ağızlarından): Nisan
Önyaz (kişisel türetim): Mayıs
Bozay (Anadolu ağızlarından): Haziran
Orakayı2 (Anadolu ağızlarından): Temmuz
Bozaran (Anadolu ağızlarından): Ağustos
İlkgüz (Dil Devrimi sırasında önerilmiş): Eylül
Ekim
Bölen3 (bir dilbilimcimizin önerisi): Kasım
Aralık
Görüldüğü üzere bu karşılıkların altısı, ilboy dilinden alınma. Buysa, özleştirmede ağızlardan da yararlanmanın gerekliğini, yeniden tanıtlamış bulunuyor. Söz konusu karşılıkları, önermekle kalmıyor; en azından kendi yazılarımda kullanaduruyorum. Dil Devrimiyle üç ay adı, özleştirilerek Türkçeye üç “yeni sözcük” kazandırılmış olsa da; ben, bunu, yeter gör(e)mem. Bundan dolayı, yukarıdaki karşılıkların – kuşkusuz, önce yazın dilinde – kullanılması gerektiği kanısındayım. (Demek, Dil Devrimini, gerçekten sürdürmeli.).
_________________________
1 Bu sözcüğün Anadolu ağızlarında “çıbır” ile “üsüm” seçenekleri, vardır.
2 Ona ilboy dilinde “biçimayı” da, denir.
3 Kimi özleştirmenler, kasım yerine “kesim” karşılığını, önermiştir. Ancak, ben, bölenin daha uygun bir sözcük olduğu görüşündeyim.
elfdaily